The Host,yani göçebe.Imdb puanı çok yüksek değil ama uzun zamandır izlediğim en iyi filmlerden biri diyebilirim.Kitabını okumadım,ama film harikaydı.Genel olarak bilim kurgu olsada biraz duygusal bir filmdi.Öyleki bazı sahneleri birkaç arkadaşımı ağlattı.Ben tavsiye ediyorum.Biraz uzun bir film,ama kesinlikle zaman kaybı değil.İşte filmin konusu:
Dünyamız görünmeyen bir düşman tarafından istila edilmişti. İnsanların
bedenleri, bu istilacılar için sahiplik yaparken bedenler bir
değişikliğe uğramamış gibi görünse de, zihinleri ele geçiriliyordu.
Neredeyse herkes teslim olmuştu.
Geriye kalan vahşi birkaç insandan biri olan Melanie, yakalandığı zaman
sonunun geldiğine inanır. Göçebe, Melanie'nin bedenini alan ruh,
yetkililer tarafından bir insan bedeninin içinde yaşarken
karşılaşabileceği zorluklar hakkında uyarılmıştır: Baskın duygular,
hislerin yoğunluğu, çok canlı olabilen anılar Ama Göçebe'nin beklemediği
bir zorluk vardır: Bedeninin önceki sakini zihninden vazgeçmeyi
reddeder.
Göçebe, Melanie'nin düşüncelerinin derinlerine inerek geri kalan
insanların nerde olduğunu öğrenmeye çalışır. Ama Melanie'nin zihninde
tek görebildiği, sevdiği adamın, hâlâ saklanan bir insan olan Jared'ın
hayalidir. Bedeninin arzularına direnemeyen Göçebe, yakalamak zorunda
olduğu bu adama karşı özlem duymaya başlar. Dış güçler, Göçebe ve
Melanie'yi, aslında istemeseler de, ortak bir hedefte birleştirir ve
birlikte sevdikleri adamı bulmak için tehlikeli ve sonu belli olmayan
bir macera için yola koyulurlar..
sinemalar.com
Yorumlarınızı bekiyorum :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder